Çocukken, başkalarına size davranılmasını istediğiniz gibi davranmamız öğretildi. Peki, hiç madalyonun diğer yüzüne bakmayı denediniz mi? Yani kendimize başkalarına davrandığımız gibi davranmak.
Cümle bile çok kafa karıştırıcı değil mi? Kiminle konuşursam konuşayım, kendime karşı çok daha sertim. Büyüklüğe ulaşmak için ne gerekiyorsa yapacağım. Hatalarımı affetmeyi çok zor buluyorum…vb. cümleleri duyuyorum. Dürüst olmak gerekirse, aynı şeyi çok uzun bir süre yaptım. Ve çok uzun bir süre.
Nedense, bize her zaman başkalarına öncelik vermemiz öğretildi. Özellikle kadınlar için, özellikle de anne iseniz. Eviniz, eşiniz, çocuğunuz…. Eminim erkekler arasında örnek bir öğreti vardır. Bu yüzden yazıma cinsiyet belirtmeden devam edeceğim. Kendimize zaman ayırmak başkalarından çalmak değildir ve bunu yaptığımız için kendimizi suçlu hissetmemize gerek yoktur. Bu kadar açık. Ancak, o kadar kolay değil.
Son 10 yılda öğrendiğim şey, kendimize ne kadar çok zaman ayırırsak ve ne kadar şefkatli yaklaşırsak, duygusal gücümüzün o kadar istikrarlı ve yüksek olduğudur.